Sıkça Sorulan Sorular
aplus asmall areset

 

 

SULARIN SINIFLANDIRILMASI NASIL YAPILIR?

Suyun sınıflandırılmasında, Türk Standartlarında (TS 266) da geçen yaklaşık 40 adet parametreden yararlanılmaktadır. Bu parametrelerin analiz edilmesi sonucunda suyun kullanım amacına göre uygunluğu değerlendirilebilir. Bu parametrelerden sadece birisinin standart değerler dışına çıkması suyun içme suyu olarak kullanılmasını engeller.

TATLI SU VE ACI SU NE DEMEKTİR?

Toplam Çözünmüş Madde (TDS) suların mineral ve iyon zenginliğini gösteren önemli parametrelerden bir tanesidir. Çünkü, tabiatta sular, kaynaklarına göre, TDS konsantrasyonları açısından farklılıklar gösterirler. 1500 mg/Lt TDS konsantrasyonu "Tatlı Su" kaynakları için üst limittir. 5000 mg/Lt TDS'ye sahip sular genel olarak "Acı Su" olarak tabir edilirken daha fazla TDS içeren sular "Tuzlu Su" olarak tanımlanır. Sularda yüksek oranda TDS bulunması (> 2000 mg/Lt) hemen her kullanım amacı için suda iyon giderme işlemini gerektiren bir durumdur. Bu tip bir su endüstriyel veya sosyal su temininde kısıtlı amaçlar haricinde kullanılamayacağı gibi, sulama suyu amaçlı olarak ta kullanılamaz.

GÖLET SULARI İLE YERALTI SULARI ARASINDA NE GİBİ BİR FARK MEVCUTTUR?

Tatlı sular, yüzeysel su kaynakları ve yeraltı akiferlerinden temin edilir. Yüzeysel su kaynakları, genel olarak, bulanık ve tortuludur, ve sulama amaçlı kullanımlar dışında mutlaka filtrasyon gereklidir. Yeraltı suları ise, çözünmüş madde konsantrasyonu açısından oldukça zengindir. Ancak, yeraltı suları, kalite olarak yüzeysel su kaynaklarına göre daha yüksek vasıftadır. Yeraltı katmanları arasındaki süzülme esnasında yüksek miktarda katı madde, çözünmüş formda yeraltı suyuna karışır. Yeraltı sularının TDS açısından zengin olma sebebi de budur. Yer altı sularında genelde rastlanan TDS değeri 600 – 900 mg/lt TDS’dir.

SERT SU NEDİR ?

Sert su normal olarak konutlarda en çok rastlanan problemdir. Sert su, 1 GPG’nin üzerinde sertlik minerali bulunduran sulardır. En yaygın sertlik mineralleri kalsyum, manganez ve magnezyumdur.

SERT SU NASIL ÖLÇÜLÜR ?

Fransız sertliği (Fr) veya mg/lt CaCO3 ülkemizde yaygın olarak sertlik sınıflandırmasında kullanılan birimlerdir. Suyun içindeki sertlik iyonlarının konsantrasyonunu tanımlamada kullanılır. 1 Fr derecesi 10 mg/lt CaCO3 sertliğine eşittir.

SERT SU NASIL DERECELENDİRİLİR ?

Çok Yumuşak - 0-5 Fr
Yumuşak - 5-10 Fr
Orta Sert - 10-20 Fr
Sert - 20-30 Fr
Çok Sert - >30 Fr

SU NASIL YUMUŞATILIR ?

Suyunuz eğer 10 Fr üzerinde sertlikte ise mutlaka yumuşatılması gereklidir.

Suyu yumuşatmanın en pratik yolu iyon değiştirici reçine kullanmaktır. İyon değiştirici reçineli sistemler genelde sodyum iyonları ile sertlik iyonlarını yer değiştirterek çalışırlar. Proses esnasında su reçine tanecikleri arasından süzülerek geçer. Reçine tanecikleri üzerindeki elektrik yükü sodyum iyonlarını reçine taneciği üzerinde tutar. Ancak, reçine taneciklerinin aynı zamanda sertlik minerallerini tutma kabiliyeti de vardır. Reçine taneciklerinin sertlik minerallerini tutma kabiliyeti sodyum iyonlarını tutma kabiliyetine göre daha fazladır. Bu şekilde iyon değişimi gerçekleşir.

Belli miktarda sert su reçine yatağından geçtikten sonra, reçine tanecikleri tamamıyla, sertlik mineralleriyle kaplanır. Bu durumda sertlik minerallerinin tutulması son bulur. Sertlik iyonlarının tekrar sudan tutulabilmesi için reçine taneciklerinin sertlik minerallerinden kurtarılarak tekrar sodyum taneciklerinin bağlanması gereklidir. Bu işleme ‘rejenerasyon’ adı verilir. Rejenerasyon esnasında tuzlu su reçine tankına verilir ve reçine sodyuma doyurulur. Reçine tankında biriken yüksek konsantrasyondaki sodyum iyonları sertlik iyonlarını reçine taneciklerinden ayırır. Reçine daha sonra temiz su ile durulanarak, fazla tuz ve sertlik mineralleri tanktan atılır. Reçine tankı tekrar sertlik iyonlarını tutmaya hazır durumdadır.

YUMUŞATMA ÜNİTELERİNDE REJENERASYON KONTROLÜ NASIL YAPILIR ?

Genelde iki tip kontrol mekanizması vardır.

Miktar (Debi) Kontrollü: Kontrol grubu bir su sayacına bağlıdır. Reçinenin yumuşatabileceği kadar su miktarı kontrol grubuna tanımlanır. Tank içinden belirlenen miktarda su geçtiğinde cihaz rejenerasyona geçmek üzere sinyal alır. Genelde iki depo arası sistemlerde kullanılır

Zaman kontrollü: Kontrol grubu üzerindeki zaman saati vasıtası ile rejenerasyon kontrolü yapılır. Tank içinde iki rejenerasyon arası zaman aralığında yumuşatılacak su miktarına yeterli olacak kadar reçine bulunmalıdır.

SUYU NE DERECE ARITMAK DOĞRUDUR ?

Kullanım amacının gerektirdiğinden daha kaliteli bir su temin etmek, yatırımın maliyetini gereksiz artırmakla eşanlamlıdır. Aynı zamanda en ucuz sistemin seçilmesi de boşa yatırım yapılması anlamına da gelebilmektedir. Bundan dolayı, su arıtma sistemlerine ilişkin yatırıma girmeden önce biraz zaman ayırıp detaylı inceleme ve tetkiklerde bulunmak ve amaca uygun sistemin seçimini sağlamak çok önemlidir. Bu yapılmadığı takdirde, standartlara göre teklif veren firmaların tekliflerinin ilk aşamada elenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bununla birlikte, tüketici de işe yaramayan bir sistem satın almış olacaktır. Şu iyi bilinmelidir ki, su arıtma sistemlerinin % 100 verimli çalıştığının veya hiç çalışmadığının alıcı tarafından tespit edilmesi belli sistemler dışında oldukça zahmetli ve zordur. Bu sebeple sistemlerin temel seçim esaslarının hem alıcı hem de dizayn mühendisi tarafından iyi bilinmesi gereklidir.

SUYU İÇME SUYU OLARAK KULLANMAYACAĞIZ, YİNE DE ARITILMASI GEREKLİ MİDİR ?

Musluklardan akan su, belki doğrudan içilmeyebilir, ancak dolaylı yollardan insan vücuduna girebilmektedir. Sebze, meyve yıkama, diş fırçalama ve vücut temizliğinde kullanılan suyun hijyenik olması oldukça önemlidir. Bunun dışında bina tesisatının ve evlerdeki cihazların korunması için suyun arıtılması gereklidir.

HER TÜRLÜ SU ARITILARAK İÇME SUYU HALİNE GETİRİLEBİLİR Mİ?

Evet, ancak farklı tipte sulara farklı arıtma üniteleri gerekecektir. Sadece musluk suyu, şebeke suyu değil eğer istenirse, deniz suyu ve atıksular bile içme suyu haline getirilebilir. Ancak, yatırım maliyetleri ve kullanılacak cihaz tipleri değişecektir.

ARITILMIŞ SU SAĞLIKLI MIDIR ?

Doğru tasarlanmış arıtma sistemlerinden geçirilmiş olan sular elbette sağlıklıdır. Ancak, dikkat edilmeden hatalı seçilmiş olan arıtma cihazlarından temin edilen sular zararlı olabilir ve hatta hastalık yapabilir. Burada sorumluluk tamamıyla tasarım mühendisine aittir. Genelde cihaz kalitesizliğinden kaynaklanan problemler ikincil problemlerdir. Birincil problemler, yanlış tasarımdan kaynaklanmaktadır.

SUDA HANGİ ANALİZLER YAPILMALIDIR ?

Görünüm, renk, bulanıklılık, toplam sertlik, klorür, iletkenlik, nitrit, amonyak, nitrat, demir, kurşun, mangan, alkalinite, pH, toplam bakteri, koliform bakteri bakılması gereken parametrelerdir.

TORTU FİLTRASYONU NASIL YAPILIR ?

Genelde görünümü bulanık ve dibinde çökelti bırakan sular, tortulu olarak değerlendirilir. Tortu, suyun kullanım amacı her ne olursa olsun, tolere edilmesi pek mümkün olmayan bir parametredir. Tortu ile renk parametrelerini birbirleriyle karıştırmamak gerekir. Renk, genelde sularda çözünmüş organik madde veya ağır metallerin varlığının göstergesidir.
Tortunun çeşitli şekillerde giderilmesi mümkündür. Kum ve antrasit filtreler, otomatik geri yıkamalı tortu filtreleri ve kartuş filtreler bu amaca hizmet eden sistemlerden bazılarıdır. Bunlardan hem boyut olarak küçük, hem de maliyet olarak ucuz olan kartuş ve çelik filtreler sadece süzme görevi görür ve bu cihazların sık sık temizliğine ve peryodik bakımına dikkat edilmelidir.
Kum ve antrasit filtrelerde ise filtrasyon sadece, süzme etkisiyle değil aynı zamanda adsorpsiyon etkisi ile de gerçekleşir. Doğru dizayn ve seçim yapıldığı takdirde, oldukça efektif ve güvenilir bir şekilde çalışırlar. Ancak sistem dizaynında tank içi filtrasyon hızının 20 mt/saat'i geçmemesi gerekir. Bu değeri aşan durumlarda, sistemin adsorpsiyon etkisi kaybolacağı gibi, basınç kaybı da artacaktır.

AKTİF KARBON NEDİR ? NASIL BİR ARITIM SAĞLAR?

Aktif karbonun yaygın uygulama alanı, suyun içinde mevcut organik madde, renk, koku, tat ve klor giderimidir. Ancak burada, sözkonusu olan sadece fiziksel bir süzme işlemi değildir. Aktif karbon sistemler, fiziko-kimyasal arıtma yapan sistemlerdir ve suyun arıtılması esnasında adsorpsiyon mekanizması işlemektedir. Aktif karbon kömürümsü ancak çok geniş yüzey alanına (1000-1500 m2/gr) sahip bir malzemedir. Organik kirliliğin olduğu sularda ve klor giderme amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır.
Aktif karbon ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir konu, bakteri üremesi için uygun ortam oluşturabilmesidir. Çünkü, aktif karbon organik maddeyi tutar ve eğer suda bakteri varsa, bakteri bu organik maddeyi besin olarak kullanarak üreyebilir. Bu gibi durumlarda bakteri kaçağı oluşumu mümkündür. Bu sebeple aktif karbonun öncesinde ve sonrasında suyun dezenfekte edilmesi önemlidir.
Aktif karbon sistemlerin dizaynında, ünite tankı içindeki yatak hızının klor giderimi için 25 mt/saat'i organik madde giderimi içinse, 6 mt/saat’i aşmaması gerekir. Bu hızı aşan durumlarda ünite verimli çalışmayacaktır.

AKTİF KARBON MALZEMENİN KULLANIM ÖMRÜ NE KADARDIR ?

Aktif karbon malzemenin 2-3 senede bir değiştirilmesinde fayda vardır. Ancak bu değişim peryodu, ham suyun kalitesine ve arıtılan su miktarına göre sıklaşabilir ya da seyrekleşebilir.

OZONLAMA NEDİR ?

Klorlama yerine kullanılabilen ve klorlamadan çok daha etkili bir dezenfeksiyon yöntemidir. Ancak yerinde üretilmesi ve pahalı bir yöntem olması kullanımını sınırlandırmaktadır. Avantajı, kanserojen kamyasal madde oluşumunun olmayışıdır.

BULANIK SULARDA ULTRAVİYOLE DEZENFEKSİYON YAPILABİLİR Mİ ?

Hayır, bulanık sular ultraviyole ışının etkisini azaltmakta ve bakteri kaçağına neden olmaktadır. Bulanık sularda önce mikron filtrasyon ve bulanıklılık gideriminden sonra UV dezenfeksiyon yapılabilir.

ARITMA SİSTEMİ SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR ?

Sadece yatırım maliyetine bakılarak yapılan değerlendirmeler çok zaman yanlış sonuçlar verebilmektedir. Ama bu, en pahalı sistem en iyisi anlamına gelmemektedir. Sistem ve teklif değerlendirmesinde istenen sonuç için optimum şartları sağlayan dizayn seçilmelidir. Optimum şartların sağlanması ise aşağıdaki unsurlara bağlıdır.
Seçilen su arıtma üniteleri, temin edilen çıkış suyu nihai kullanım amacına uygun olmalıdır. Kullanım amacının dışına çıkan her ünite, gereksiz yatırım ve işletme maliyeti anlamına gelir.
Ünitelerin seçimi esnasında hidrolik kapasite değil, arıtma kapasiteleri gözönünde bulundurulmalıdır. Arıtma kapasitesine göre seçilmeyen bir ünite istenen verimi sağlamayacaktır. Tipik bir değer olarak, özellikle kum ve aktif karbon filtreleri için tank içindeki hızın 20 mt/saat'i aşmaması gerekir. Aştığı durumlarda, filtrenin ana işlevlerinden olan adsorpsiyon işlevi kaybolur ve sadece süzme işlevi devam eder. Bunun yanısıra yatak hızının artması, filtredeki basınç kaybının da artmasına sebep olacaktır. 
Sistem dizayn edilmeden önce detaylı bir ham su analizinin yapılması faydalı olacaktır. Suyun içindeki kirletici parametrelerin ölçümü sistem dizaynında vazgeçilmez bir unsurdur.
Tüketilecek su miktarının doğru belirlenmesi, optimum sistem seçimini sağlayacağı gibi, gereksiz yatırım maliyetinden de kaçınılmasını sağlayacaktır.
Su arıtma sisteminin montaj noktası 24 saat sürekli sabit basıncın sağlandığı bir nokta olmalıdır.

OTOMATİK ARITMA SİSTEMLERİ İŞLETİLMESİ ZOR SİSTEMLER MİDİR ?

Otomatik arıtma sistemleri, kullanımı son derece basit ve insan müdahalesi gerektirmeyen sistemlerdir. Sadece servis tarafından yılda bir kere verilecek kontrol servis hizmeti yeterlidir. Bunun dışında, sadece yumuşatma sistemlerinin tuz tankına tuz atılması dışında yapılması gereken hiçbir işlem yoktur.

YUMUŞATILMIŞ SU DAHA BERRAK BUZ YAPAR MI ?

Yumuşak suda bulunmayan sertlik minerallerinin buzun kalitesi ile ilgisi yoktur. Buzun kalitesi doğrudan suyun içindeki çözünmüş iyonlarla ilgilidir. Buz yapmada en kaliteli su ters ozmoz ünite ile elde edilir. Diğer arıtma sistemleri ancak buz yapımında kısmi iyileştirme sağlar. Kaliteli buzun yapılabileceği suyun maksimum TDS’i, 150 mg/lt’dir.

YUMUŞATILMIŞ SUYUN İÇİNDEKİ SODYUMUN SAĞLIĞA ZARARI VAR MIDIR ?

Normal sağlıklı insanlar için problem yoktur. Ancak, sodyum kısıtlamalı diyetli hastalarda dikkat edilmesi gereklidir. Çünkü yumuşatma sistemlerinde özellikle 30 Fr seviyesinden daha sert suların yumuşatılması esnasında fazla miktarlarda sodyum iyonu verilmektedir.

DOĞAL YUMUŞAK SU İLE YAPAY YUMUŞATILMIŞ SU ARASINDA NE FARK VARDIR ?

Doğal yumuşak sular genel olarak asidik yapıya sahiptir ve çok az çözünmüş mineral içerir. Bu da suyu korozif yapar. Yumuşatıcılar vasıtası ile yumuşatılmış sular ise, bazik karakterde olup, orta derecede çözünmüş mineral içerir. Bu tip suların, önemli bir korozif etkisi yoktur.

YUMUŞATILMIŞ SU İLE BAHÇE SULAMAK DOĞRU MUDUR ?

Ham su sertliği 30 Fr üzerinde olan suların yumuşatıldıktan sonra bahçe sulamada kullanımı sakıncalıdır. Çünkü su sertliği yükseldikçe suya verilen sodyum miktarı da artmaktadır. Sodyum ise, bitki ve otların sulama suyunda bulunması sakıncalı olan bir parametredir. Sodyum açısından zengin sularla sulanan otlar sarımsı renkte olur.

HER TÜRLÜ SU KAYNAĞI SULAMADA KULLANILABİLİR Mİ?

Sulama amaçlı kullanılan suların TDS değerinin yüksek olmaması istenir. Hassas bitkilerin sulamasında 500 mg/Lt TDS, üst limittir. 1000 - 2000 mg/Lt TDS içeren suların ise hassas olmayan bitkilerin sulanmasında kontrollü olarak kullanımına izin verilebilmektedir. TDS açısından fazla zengin sularla sulanan toprak zaman içinde üzerinde bitki yeşermez duruma gelir.

TERS OZMOZ NEDİR ?

Ters ozmoz, suyun içindeki istenmeyen tüm mineralleri sudan ayıran ve saf su ve içme suyu teminine yönelik olarak kullanılan membran filtrasyon prosesinin adıdır. Bu sistemler çapraz akışlı olarak çalışırlar. Bilinen anlamda filtrasyon prosesi değildir. Çünkü membran üzerinde suyun geçişine izin veren gözenekler son derece ufaktır. (Yaklaşık 1 mm’nin 2.000.000’da biri delik çapı). Böyle ufak bir gözenekten sadece su molekülleri ve bazı çok ufak inorganik moleküller geçebilmektedir. Diğer moleküller ise konsantre su fazında sistemden dışarı atılır.

TERS OZMOZ SİSTEMLER NASIL İÇME SUYU ÜRETİR ?

Ters ozmoz üniteler genelde ön filtrasyon aşamaları sonrasında kullanılır. Su önce partikül filtreden geçirilir. Partikül filtrasyon, suyun içinde bulunan 5 mikrondan daha büyük olan tüm partikülleri tutar. (1 mikron = 0.001 mm) Partikül filtrasyon membranların tıkanmasını engellemek aöacı ile kullanılır. Partikül filtrasyondan sonra su aktif karbon filtreden geçirilir. Aktif karbon ile suda istenmeyen koku, tat ve klor tutulur. Aktif karbon filtreden geçirildikten sonra su, tekrar 1 mikron filtrasyondan geçirilir. Burada daha ince taneciklerin tutulması sağlanır. Bu ünitelerden geçen su ters ozmoz membrana verilmeye hazırdır. Ters ozmoz membran suyun çözünmüş iyonları tutar. Suyun içindeki bu iyonlar arasında, ağır metaller, sodyum, kurşun, arsenik, nitrat, asbest ve diğer bir çok zararlı iyonlar bulunur. Su ters ozmoz membrandan çıktıktan sonra ikinci bir tat düzenleyici post aktif karbon filtreden geçirilir. Ters ozmoz üniteden çıkan su son derece güvenilir içme suyudur.

TERS OZMOZ SİSTEMLE EVİMDEKİ TÜM SUYU ARITABİLİR MİYİM ?

Aslında olabilir, ancak ters ozmoz çok yavaş bir prosestir. Ev tipi içme suyu sistemlerinin çoğu, 150 Lt/gün kadar su verir. Çok büyük bir sistem ancak tüm evin genel su ihtiyacını karşılayabilir. Sistemin kompleksliği ve pahalılığı bu tip ticari kullanımları sınırlamaktadır. Ayrıca, bir çok evsel kullanım için bu kadar yüksek kalitede su gerekli değildir.

TERS OZMOZ İÇME SUYU SİSTEMLERİN BAKIMA İHTİYACI VAR MIDIR ?

Sistem içindeki partikül filtreler ve aktif karbon filtrelerin belli bir ömrü vardır ve periyodik olarak değiştirilmelidirler. Genellikle bu filtrelerin yılda bir değiştirilmesi yeterlidir. Değişim sıklığı, ham su kalitesi ve arıtılan su miktarına göre değişebilir. Ters ozmoz membran ise düzenli bakım ile en az 3-4 sene dayanacaktır. Membran değişim zamanının gelip gelmediği konusunda uzmana danışılması gereklidir.

TERS OZMOZ SİSTEMDE TUTULAN MİNERALLERE İNSAN VÜCUDUNUN İHTİYACI YOK MU ?

İnsan vücudunun bazı minerallere ve vitaminlere olan ihtiyacı doğrudur. Ancak, bu minerallerin istenen seviyede alınması için en doğru yol iyi ayarlanmış bir diyettir. Söz konusu faydalı mineraller suda o kadar az miktarlarda mevcuttur ki, bir insanın günlük mineral ihtiyacını ne kadar çok su içerse içsin karşılayabilmesi mümkün değildir.

LAVABO VE TUVALETLERDEKİ KIRMIZI LEKELER NEDEN KAYNAKLANIR ?

Kırmızı lekeler suyun içindeki demiri gösterir. Suda demir çok çeşitli şekillerde bulunabilir. Giderilmesi ancak klor dozajı veya ozonizasyon ve ardından çöktürme ya da filtrasyon ile mümkündür. Çözünmüş demir aynı zamanda yumuşatma sistemi ile de giderilebilir.

LAVABO VE TUVALTLERDEKİ MAVİ-YEŞİL RENK NEDEN KAYNAKLANIR VE NASIL GİDERİLİR ?

Mavi-yeşil renkli lekeler suda bakır olduğunu gösterir. Su yumuşatma ünitesi ile giderimi mümkündür.

SUDA KURŞUN NE ANLAMA GELİR ?

Kurşun insan sağlığı için ciddi bir risktir. Suya kurşun kurşunlu borulardan ve contalardan karışabilir. Kurşun insanlarda, hipertansiyon, duyma zorluğu, anemi, böbrek hastalığı ve zeka kaybı yapar. Kurşunun sudan giderilmesi ancak ters ozmoz ünite veya su yumuşatma ünitesi ile mümkündür.

ÇAY VE KAHVE İÇİN EN İDEAL SU NASILDIR ?

Çay ve kahvenin gerçek tadını almak isterseniz. Şu özellikte su kullanmalısınız:

1. Klor gibi tüm oksidanlarda arındırılmış.
2. Tüm organiklerden arındırılmış
3. Toplam çözünmüş maddeleri (TDS) 60 ile 100 ppm (milyonda parçacık)
4. Sertliği 3-8 fr arasında
5. Sudaki sodyum 10mg/L altında
6. pH’ı pişirme yöntemine bağlı
7. Demir, mangan ve bakırdan arıtılmış veya 0.02 ppm’in altında

KARBON BLOK VE UV IŞIĞININ HER İKİSİ DE GERÇEKTEN GEREKLİ MİDİR ?

Sürahi veya musluğa monte edilen filtreler gibi pek çok su arıtma seçeneğinde değişken etkinlik seviyeleriyle kullanılan karbon filtrasyon pek çok ev kullanıcısı için etkin tek arıtma yöntemi olsa da, biz bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Bu nedenle Fok'us kartuş/filtre/UV ışığı çift teknolojisini geliştirdik. Karbon blok tadı ve kokuyu etkileyen basit bileşenleri azaltırken böcek ilaçları ve UOB'ler gibi sağlığa etkisi bulunan kirletici organik maddeleri de azaltır. Karbon filtremiz ayrıca (kurşun, cıva ve radon gibi) inorganik kirletici maddeleri de azaltır. UV ışığı olası mikroorganizmaları imha etmektedir.

FİLTRE KARTUŞU DEĞİŞTİRMEM GEREKMESİNE RAĞMEN DEĞİŞTİRMEDEN KULLANMAYA DEVAM EDEBİLİR MİYİM?

Bunu gerçekten yapmamalısınız. Filtre/kartuş ömrü karbon bloğun kirletici maddeleri yakalama kabiliyetine dayalıdır ve karbon bloğu kirletici maddelerle dolduğunda değiştirmezseniz, yeni kirletici maddeleri yakalayamayacaktır. Ne kadar kullanımda kaldığına bağlı olarak, biriken kirletici maddelerin ayrılıp, arıtılmış suya "dökülme" ihtimali bulunmaktadır ve bu arıtılmış suyu alınan sudan daha kötü bir hale getirir.

ARITILMIŞ SU SAKLANABİLİR Mİ ?

Evet. Arıtılmış suyun kirlenmesini önlemek için, sıkı kapaklı temiz bir kapta saklayın. Hava geçirmeyen bir kapta doğru bir şekilde soğutulursa, arıtılmış su bir haftaya kadar saklanabilir.

ULTRAVİYOLE IŞIK SUYU RADYOAKTİF HALE GETİREBİLİR Mİ ?

Hayır. Fok'us Su Arıtma Sistemindeki su ultraviyole ışığa maruz kalmasına karşın, ultraviyole ışık radyoaktif değildir. Bu nedenle, suyun radyoaktif hale gelmesi imkansızdır.

SU UV AMPULÜNE ZARAR VERİR Mİ ?

Hayır, UV ampulü su yolundan tamamen izole edilmiştir.

AKTİF KARBON BLOK FİLTRE NASIL ÇALIŞIYOR ?

Sağlıkla ilgili pek çok kirletici madde (böcek ilaçları ve yan ürünleri, UOB'ler, THM'ler) karbon molekülleri içermektedir ve karbon molekülleri bir arada bağlanmaya yatkındır. Bu nedenle musluk suyundaki kirletici maddeler karbon blok filtreyle bağlanma eğilimi gösterecektir. Karbonu binlerce gözenek oluşturan özel bir ısıtma süreciyle "aktifleştiriyoruz". Bu şekilde kirletici maddeleri çekmek için karbon yüzey alanı artmaktadır. Karbon daha sonra sabit bir karbon bloğu oluşturmak için bir araya sıkıştırılmaktadır. Artırılmış yüzey alanı filtrenin su bloktan geçerken karbon esaslı kirletici maddeleri çekmesi ve "yakalaması" imkanını arttırmaktadır. Gözeneklerin yüzey alanı sınırlı olduğundan, karbon filtrenin sınırlı bir yakalama kapasitesi bulunmaktadır. Bu nedenle kartuş/filtre her yıl değiştirilmelidir.

KARBON FİLTRE BÜTÜN KİRLETİCİ MADDELERİ TEMİZLER Mİ ?

Hayır. Aktif karbon organik karbon esaslı bileşikleri zaten emiyor (yüzeyine yapıştırıyor) ancak demir, kireç, nitratlar, (kalsiyum ve magnezyum gibi) sertlik mineralleri veya krom ya da kadmiyum gibi çözünebilir ağır metalleri içeren inorganik bileşikleri aynı seviyede temizleyememektedir.